Friday , November 14 2025

Farkındalığın Farkına Varmak

İnsanın kendine dair objektif değerlendirme yapması oldukça zor. İş görüşmelerinde cevaplandırması en zor sorulardan birisi “beğenmediğiniz” ya da “zayıf olduğunu düşündüğünüz yönlerinizden bahseder misiniz” sorusudur. Çoğu kişi politik cevaplar vermeye çalışır ya da soruyu geçiştirmek ister. Gerçekten kendi kendinize bu soruyu sorun. Tatmin edici cevaplar verebiliyor musunuz yoksa kendi kendinizi kandırmaya mı çalışıyorsunuz?

Etrafınızdaki insanlara zayıf yönlerinizi sorduğunuzda muhtemelen cevap vermek istemeyeceklerdir. Eğer sizi seven birisiyse kırmak istemeyecektir, daha ölçülü eleştirecektir. Hoşlanmadığınız birisine zaten bu soruyu sormazsınız. Kariyerinizde ilerlemek istiyorsunuz ama yöneticinizin eleştirileri dışında daha kapsamlı bir eleştiri almak istiyorsanız assessment merkezlerinden birisinde test ve mülakata katılarak kapsamlı bir rapor alabilirsiniz.

Bu merkezlerde yapılan sınav ve mülakatlara eğer ilk defa giriyorsanız sadece kağıt üzerindeki sorulara verdiğiniz cevaplar değerlendiriliyor sanıyorsunuz. Halbuki testen sonra örnek olaylarla ilgili birçok soru soruyorlar. Sizin problemlere yaklaşımınızı, başka fikirlere açık olup olmadığınızı, davranışlarınızı gözlemliyorlar. Sınavı ve görüşmeleri yapan danışmanların sizinle herhangi bir organik bağları olmadığı için zayıf yönlerinizle ilgili acımasız şekilde eleştiri alıyorsunuz, güçlü yönleriniz için de güzel şeyler duyuyorsunuz. Söylenilen bazı noktalara katılmayabilirsiniz başta ama derinlemesine düşündüğünüzde haklılık paylarının olduğunu görüyorsunuz. Bu değerlendirmelerin sonucuna göre güçlü yönlerinizi daha da güçlendirmeli, zayıf yönleriniz için kendinizi geliştirmenin yollarını aramalısınız.

Değerlendirme (assessment) merkezlerinin yaptığı aslında basitçe farkındalık yaratmak. Bu kavramı son zamanlarda çok sık duymaya başladık. Gerçekten çok önemli bir kavram. Bir çalışanı düşünün; rapor için gerekli verileri toplamış, analiz etmiş ve bir sonuca varmış. Ama Excel tablosunun görünüşü ile saatlerce oynamaktan raporu zamanında teslim edememiş. Sık sık bunu yapıyor ve yöneticisi ile problem yaşıyor. Söz konusu çalışanın problemi “mükemmelliyetçilik”. Peki çalışan probleminin bu olduğunu, literatürde böyle tanımlandığını biliyor mu? İşte bunu bildiği anda farkındalık kazanmış olacak. İş hayatının başındaysa bahsettiğimiz çalışma şekli ona normalmiş gibi görünebilir. Kariyerini mahvetmemesi için bir an önce tedbir alıp sonuca zamanında gelmesi gerektiği öğretilmeli. Aksi halde mükemmelliyetçilik problemi kronikleşip kendine olan güvenini toptan yitirmesine sebep olabilir.

Diğer bir örnekte kimsenin konuşmasını sonuna kadar dinlemeyen birisini düşünelim. Beyefendi çok fazla sonuç odaklı ve hemen oraya varmak istiyor. Belki karşısındaki kişinin bir feryadı var, problemin kökenini anlatmak istiyor. Belki de sadece dert yanıp rahatlamak istiyor da olabilir. Kimseyi dinlemeden lafı ağzına tıkıp insanları demotive etmek ya da eksik bilgiyle işe bağlamak ne kadar doğru? İşte bu kişi de bu olumsuz davranış modelinden haberdar olmayabilir. Tarafsız, güvenilir bir kişinin bu çalışana insanları dinlemediğini, empati yapmadığını söylemesi gerekir. Böyle bir davranışta bulunduğunun farkında olmadığını ya da başkalarını rahatsız ettiğini hiç düşünmediğini söylerse şaşırmayın. Muhtemelen daha önce farkına varmamıştır.

Farkındalık gelişmeye açık kişilerde büyük fark yaratır. Gelişime açık kişiler hemen okumaya, eğitimler alıp kendilerini geliştirme yollarına bakarlar. Rijid, gelişime kapalı kişilikler için farkındalığın çok bir faydasının olacağını söyleyemeyiz.

Gelişme, ilerleme özlemi birçok çalışanın içinde var. Ama ne yöne doğru gelişeceğiz, eksik olan ne? Ancak eksiklerimizi farkettikten sonra onları geliştirmek için birşeyler yapabiliriz. Peki güçlü olan yönlerimizle ilgili ne yapabiliriz? Güçlü yönlerimizi en etkili silahımız olarak kullanabiliriz. Daha da geliştirip karşımıza çıkan fırsatlarda kullanabiliriz. Güçlü bir liderlik ruhumuz olduğunu öğrendiysek neden executive pozisyonları zorlamayalım? İçe dönük ve analitik bir yapımız varsa satış ve pazarlama pozisyonları için savaşmanın bir anlamı var mı?

Davranışlarımızın, özellikle olumsuz olanların farkına varmamız sadece iş yerinde değil özel hayatta da sevdiklerimizle daha sağlıklı ilişkiler geliştirmemizi sağlar. Eşimizin ya da çocuğumuzun sürekli şikayet ettiği bir davranışımız bizim için önemsiz görünebilir. Ama sizinle organik bağı olmayan bir danışmanın aynı şeyleri söylemesi sizi duvara çarpmış gibi hissettirebilir.

İnsan önce kendini tanımaya çalışmalı. Geçerliliği kabul görmüş kişilik testleri var. Yukarıda bahsettiğim gibi değerlendirme merkezleri var. İnsan psikolojisiyle ilgili bir yığın kitap ve makale var. Bunları değerlendirip kendimiz hakkında fikir edinmeliyiz. Ne doğru ne yanlış farkına varmalıyız.

About Oktay Altındiş

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.